25 Haziran 2014 Çarşamba

FUTBOLUN YARAMAZ ÇOCUKLARI VE MUCİZELER TAKIMI YUNANİSTAN...

Herkese selamlar. Dünkü maçlar sonrası genel bir değerlendirme yapamadık. Beraberce iki lafın belini kırmak; dünün bir tozunu almak istiyorum. Şüphesiz ki; dünün en önemli 3 olayı Suarez'in yine rahat durmayıp Chiellini'yi ısırması; Mario Balotelli ile Pirlo Reis'in takımı İtalya'nın turnuvaya veda etmesi ve ilk maç sonrası "Bitik takım; turnuvada gol bile atamaz" denilen Yunanistan'ın gruptan çıkmasıydı. Önce Suarez'le başlayalım isterseniz...Dün kısaca bahsetmiştim. Artık Suarez'in vukuat dosyası öylesine kabardı ki; Dünya Kupası öncesi bazı bahis şirketleri "Suarez Dünya Kupası'nda birini ısırır mı?" bahisi açmıştı. Dün de Suarez kendisine ve dişlerine güvenenleri boşa çıkarmayıp bu turnuvayı da boş geçmedi ve Chiellini'yi ısırdı. İnsan normalde sinirlenince dirsek atar; kafa atar. Bunlar bir anlık sinirle yapılabilecek şeyler. Fakat bir anlık sinirle biri nasıl ısırılır? Açıkçası hayal edemiyorum. Suarez çocuk mizaçlı birisi. İngiltere maçında da son dakikalar oyundan çıkınca kulübede yerinde duramamış; maç sonu röpörtaj verirken "İngilizler artık beni sevmeyecek" diye hüngür hüngür ağlamıştı. Belli ki; zor ve bolca ezilerek geçen bir çocukluk yatıyor bunun altında. Bu tür futbolcuları seviyorum aslında. Amatör ruhunu hiç kaybetmeyen oyuncular sıcak gelmiştir hep bana. Dün turnuvaya veda eden Balotelli mesela...Herkes "yaramaz çocuk" yada "baş belası" der onun için. Evet vukuatları çok onun da. Ama çok zor geçen bir çocukluğu ve pek kimsenin bilmediği yönleri, tertemiz bir kalbi var. Bebekken bağırsaklarındaki sorun nedeniyle defalarca ameliyat olan ve doktorların fazla yaşamayacağını düşündüğü Mario'yu fakir ailesi daha 3 yaşında evlatlık verir. Okuduğu okulda ve yaşadığı semtte defalarca ırkçılığa maruz kalır. Böylesine zor bir çocukluktan sonra da gelgitleri çok olan bir hayat yaşıyor şimdi Balotelli. Antremanda genç takım oyuncularına dart oku fırlatması; evinin banyosunda havai fişeklerle oynayıp havlu ve perdenin yanmaya başlamasının ardından evi terk etmesi; milli maçta yedek kulübesine elinde i-pad ile çıkması; gecenin bir yarısı kadınlar hapishanesine dalıp görevlilere yakalanınca "Sadece merak etmiştim; kapıyı açık görünce gireyim dedim" demesi hemen herkesin bildiği olaylar. Ama bir de çoğu kişinin bilmediği yanı var Balotelli'nin. Tüm bu yaptıklarının yanında yılbaşında sokağa çıkıp bulduğu 24 evsizi evine toplayarak onlara parti veren; gittiği pub'larda orda bulunan herkesin hesabını ödeyen; yılbaşlarında Noel Baba kıyafeti giyip sokaktaki fakirlere hediye ve para dağıtan; bir üniversiteye girip bütün öğrencilerin okul kütüphanesine olan borcunu ödeyen; benzin istasyonunda herkesin deposunu full'leyen biri Balotelli. İster kızın; ister sevmeyin; isterseniz nefret edin. Ama böyle oyuncular lazım dünya futboluna. Futbolun futbol olarak kalması için; endrüstrileşmemesi için lazım. Amatör ruhun kaybolmaması için lazım. Ve Yunanistan meselesi...Dünya tarihinde gördüğüm en ballı milli takımlardan biri Yunanistan. Euro 2004'ü tamamen defansif bir oyun anlayışı ve yan toplar ile kazanmışlardı. Yüzbin defa daha turnuva oynansa yüzbinini de bir daha kazanamayacakları neredeyse kesindi o turnuvada. Ama Allah "Yürü ya kulum" dedi onlara. Her maçlarında rakipler onlardan minimum 2 kat şut attı. Ama o top bir türlü girmedi; girmek istemedi. Şimdi de son derece sönük bir kadroyla bu turnuvaya geldiler. Konyaspor'un forveti yaşı kemale ermiş Gekas ve senelerdir İskoçya seviyesinden bir tık öteye gidememiş Samaras takımın en büyük yıldızları şu an. Varsın gerisini siz düşünün! Bu turnuvaya da çok kötü başladılar ve Kolombiya önünde hiçbir varlık gösteremeyip 3-0 mağlup oldular. Herkes "Bitik bu takım; puan almayı bırakın gol bile atamazlar" demişti ilk maçlar sonrası. "Yunanistan balı" na güvenip gruptan çıkarlar bahisi alan Ayberk ve ben dahil! Ama şans meleklerini bir an unutmuşuz. Japonya karşısında 10 kişi de kalsalar; kalelerinde bir sürü pozisyon da görseler ölümüne kapanıp 1 puanı kopardılar. Ve dün...Defans hatasıyla öne geçtiler; 75'te golü yediler. Tur gidiyor derken bu sefer de 90+3'te penaltıdan attıkları golle gruptan çıktılar. Ve gruptan 2.olarak çıktıkları turnuvada diğer gruptan 1.olarak karşılarına gelen takım Kosta Rika! Turnuva öncesi herkesin "0 puan çeker" dediği Kosta Rika. Grup kurası zaten başlı başına şanstı. Bir de bu üstüne bal kaymak oldu. Yunanistan bu şansla büyük ihtimalle Kosta Rika'yı da eleyecek ve minimum çeyrek final görecektir. Ondan sonrası ise; şans meleklerinin yapacağı mesaiye bağlı. Bakalım şans melekleri: "E bu kadar yeter artık!" diyecekler mi... Avrupa'da çok kullanılan bir söz vardır; çoğu kişi biliyordur. "Türk gibi başla; Alman gibi devam et; İngiliz gibi bitir" Ama son turnuvalardaki Yunanistan'ı gördükten sonra bu sözün de artık revize edilmesi gerekir bana göre. Olması gereken ise; şu: "Türk gibi başla; Alman gibi devam et; Yunan balıyla bitir"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder