30 Eylül 2015 Çarşamba

Başakşehir-Galatasaray maçı üzerine... Duygusal değil, kurgusal analiz...





Tarih: 03.10.2015
Maç: Başakşehir v Galatasaray

Ana Tercih: H1 (1,65)
Sistemlik Tercihler : MS1 (3,50), İY1 (3,75)

Burak Akçay: Dün konuştuğumuz Rizespor-Bursaspor maçının oranları beklediğimiz gibi İnteltek tarafından değiştirildi. 3,20 olan Bursaspor galibiyeti oranı 2,30'a, 1,60 olan Bursaspor yenilmezliği 1,30'a düşürüldü. Ben bu hafta Türkiye'de bir maçta daha bu tarz bir yüksek oran denemesi yapılabileceğini düşünüyorum. Senin de bu maçla ilgili görüşlerini çok merak ediyorum açıkçası. Birkaç soruyla başlayayım istersen. Galatasaray'ın bu hafta Başakşehir karşısında galip gelme olasılığı sence nedir? Astana gibi yorucu bir deplasmandan 3 gün sonra çıkılacak bu maçta Astana maçı etkileri ne derecede olur? 

Ayberk Yılmaz: Galatasaray, oyuncuların yeterince forma giremediği bu dönemde Avrupa'nın en uzak deplasmanına gitti ve iki kez öne geçtiği maçta, son dakikada gelen golle 1 puana razı olmak durumunda kaldı. Yorgunluk, moralsizlik, formsuzluk, eksik oyuncular, eleştirilen bir hoca, güven vermeyen bir yönetim, gidilecek bir deplasman ve açılması gereken kapalı bir kutu... Bir maçta puan kaybetmek için en önemli etkenleri sıralarsak, (ki 8 adet sıraladık) bu haftaki Galatasaray'ın ilgili kriterlerin hemen hemen tamamını kapsadığını rahatlıkla belirtebiliriz. Galatasaray gibi bir takımı karşımıza almak kolay olmaz, ancak ev sahibine verilen yüksek oran olay olur! Biraz da olaya ev sahibi penceresinden bakalım; Sana göre Başakşehir şu ana kadar hak ettiği yerde mi? Uzun vadede Abdullah Avcı'nın planlarının ne yönde olacağını tahmin ediyorsun?

Burak Akçay: Bence şu ana dek hak ettikleri yerin bir tık altındalar. O alıştığımız az yiyen ve kontralardan etkili olan takım hüviyetini ilk haftalarda oturtamamışlardı. Yeni transferlerin de takıma uyum sağlamasıyla son iki haftadır alıştığımız Başakşehir'i izlemeye başladık. Bunun nedenlerinden biri de bana göre Başakşehir'in geçen seneki çıkışı sonrası gereğinden fazla favori konumuna getirilmesi. Bu seneye dek hiç favori gibi oynamamıştı Başakşehir. Hep dirençli, sabırlı, bekleyen takım konumundaydılar. Ama geçen sene gelen UEFA başarısı ve bu sene ligdeki diğer takımların onlara bakış açıları hem Az Alkmaar hem de ligin ilk iki maçı olan Antalya ve Kasımpaşa maçlarında onları yanılgıya düşürdü. Bursaspor maçıyla birlikte Abdullah Avcı'nın başarıyı getiren sisteme dönmesiyle birlikte takım kendine geldi ve galibiyetler de arka arkaya gelmeye başladı. Abdullah Avcı demişken, siyasi yakınlıkları bir kenara bırakırsak kendi adıma Abdullah Avcı'nın sportif anlamda hak ettiği değeri görmediğini düşünenlerdenim. Sen bu konuda ne düşünüyorsun?

Ayberk Yılmaz: Abdullah Avcı, her şeyden önce futbol karakteri olan bir teknik adam. Klişelerden hoşlanmayan, oyuncularını fundemental anlamda geliştiren ve isimsiz yıldızlar yaratmayı görev edinmiş bir isim. Saha dışındaki ideolojisinden haz etmesem de, saha içerisinde "sosyalist" bir isim. Oyuncularına, rakibe ve taraftara karşı bakış açısını eşitliğe dayalı temeller üzerine kurmuş, kendi fikirleri ile istikrar sağlamaya çalışan bir sistem yaratmış. Senin de bahsetmiş olduğun gibi, bu sistem zaman zaman açıklar veriyor; Favori konumuna geçtiği an, test edilmiş başarılı bir B planı olmadığı için sendeleme yaşamaya yatkın takımlar yaratıyor. Ancak Süper Lig'in kalitesini baz aldığımızda, B planına çok da ihtiyaç duymuyor. "Papaz hergün pilav yemez." diye bir söz vardır, ancak ligimizin kalbur üstü takımları günde 2-3 tabak yemekten bıkmıyor, usanmıyor. Avcı, bu takımın başına geçeli 9 sene oldu. 2 senelik Milli Takım macerasında da, Başakşehir'i çok yakından takip etmeye devam etti. Kontrollü oyun yapısı ve 10 seneye yaklaşan istikrarlı çizgisi nedeniyle kendisini "Atanamamış Lucescu" olarak tasvir etmeyi uygun buluyorum. 1991-96 arasındaki Lucescu'nun Brescia kariyerini de, Abdullah Avcı'nın Başakşehir serüvenine çok ama çok benzetiyorum. "Lucescu gibi olacak." diyemeyiz, ancak Lucescu'ya en yakın Türk ismin Abdullah hoca olduğunu düşünüyorum. Bu betimlemeler kolay kolay bitmez, en iyisi diyalog alanımızı genişletelim ve bir soru da benden sana gelsin. Abdullah Avcı'nın büyük takımları seven yapısı bu maçta da devam eder mi? Galatasaray'a karşı "Önce hüplet, sonra gümlet" mentalitesiyle bir galibiyet çıkarabilir mi?

Burak Akçay: Neden olmasın? Geçtiğimiz sene bu sahada 4-0 gibi net bir skorla kazanmışlardı. Dediğin gibi, Abdullah Avcı elindeki kadrodan maksimum katkıyı sağlayabilen bir teknik adam. Bu maçta da Galatasaray'a sürprizler hazırladığına eminim. Ben farklı bir noktadan daha bakacağım bu maça. Abdullah Avcı Galatasaray kökenli bir teknik adam. Hamza Hamzaoğlu bu kadar tartışılırken bu maçta kendini iyice gösterip ileride oluşabilecek olası Galatasaray teknik direktörlüğü adaylığı için de bir imza atabilir diye düşünüyorum. Elinde de buna uygun bir kadro var. Doka, Visca, Cenk Ahmet gibi kontra atağa çok uygun orta saha elemanlarına, Emre Belözoğlu ve Mehmet Batdal gibi geçmişte Galatasaray maceraları olup kulüpten pek de iyi ayrılmamış iki oyuncuya sahipler. Özellikle de Emre böylesi bir takım için müthiş bir silah. Sinirlerine hakim olduğu sürece sahada fark yaratacaktır. Tüm veriler ışığında toparlayacak olursak, Başakşehir yenilmezliği, hatta sistem kuponlarında galibiyeti gayet güzel duruyor diyebilir miyiz?

Ayberk Yılmaz: Açıkçası güzel duruyor demek doğru ve yeterli olmaz, çünkü 'aşırı güzel' duruyor. Galatasaray galibiyetinin 2,00'nin üzerinde olması gerektiğini düşünürken, açılmış bu olan bu oranı gördüğümde gözlerime inanamamıştım. Tahminimce oranları belirleyen İnteltek yetkilileri de, 1-2 gün içinde hatalarının farkına varacaktır. Tıpkı dün gece Rizespor v Bursaspor maçında yapmış olduğumuz gibi, Başakşehir v Galatasaray maçına da erken kuponlarda yer vermeliyiz. Galatasaray'ın karışık seyrettiği şu zaman diliminde sarı ile kırmızı karışır ve ortaya çıkan turuncu renk sahada daha baskın bir görüntü çizebilir. Bu ihtimali göz önüne alarak tüm bahisleri ev sahibi üzerine kurgulamanın cesur ama mantığa uygun bir hamle olacağı kanaatindeyim.


Ayberk Yılmaz & Burak Akçay
30.09.2015

3 yorum: