Geride bıraktığımız sezonu rahat bir şekilde şampiyonlukla
kapatan Sir Alex Ferguson’un Manu’su , sezon sonuna doğru gelen Ferguson’un
emekliye ayrılma kararıyla sarsıldı. Yaklaşık 30 yıldır takımın başında olan
efsane menejerin yerine Everton’un menejeri
David Moyes getirildi. Everton’un başında oynattığı hücum futboluyla dikkatleri
üstüne çeken Moyes başarılı bulduğum bir menejer olsa da , Sir’un ardından
Manu’nun başına geçmek bir nevi ateşten gömleği giymeye benziyor.
Sezona Robin Van Persei hamlesiyle olduça iddaalı girmişti
aslında Manu.. Zaten kaliteli olan hücum hatları Rvp’nin de katılımıyla ayrı
bir boyuta geçmişti..
Nani-Valencia-Welbeck-Rooney-Chicarito- Ashley Young – Kagawa gibi
muhteşem hücumculara sahip olmasının yanında , sıkışık fikstürlerde nerdeyse
hiçbir maça aynı kadroyla çıkmayan Manu , geniş kadrosunun meyvesini fazlasıyla
yedi geçtiğimiz sene. Ancak Keane-Scholes ikilisinin ardından bir daha hiçbir
zaman yeterli seviyede olmayan Manu orta sahasının göbeği bu sezonda Cleverley’in
çıkışına rağmen sınıfı geçemedi bana
kalırsa. Savunmada artık yaşlanan Ferdinand ve sezonu sakatlıklarla boğuşarak
geçiren Vidiç de eski günleri aratır durumdaydı. Bekler de fazlasıyla ofansı
düşünen ve yapabilen oyuncular olunca savunması sıkıntılı bu kadro muhteşem bir
ofans takımına dönüştü ve bizlere bol gollü , tempolu ve pozisyonlu maçlar
izlettiler.
Takımın yeni menejerinin de ofansı seven yapısı düşünülünce
Manu’nun sisteminde büyük değişiklikler olacağını sanmıyorum . Hatta taktik
bile değişmeyecektir , çünkü Moyes’te Evertondayken 4-2-3-1 oynatıyordu , tıpkı
Ferguson gibi.
ARTILARI ;
1 - ) Özellikle Noel zamanlarında yaklaşık 10 günlük bir
periyotta 3-4 maç yapıldığı dönemlerde Premier Ligde geniş kadrolu takımlar her
zaman büyük avantaj sağlamıştır. Bu konuda da şu anda Manu’dan daha avantajlı
bir takım olduğunu düşünmüyorum , özellikle hücum hatları fazlasıyla geniş. Kulübün
bu sene 4 kulvarda da başarı parolasıyla yola çıktığı düşünülünce geniş kadrosu
Manu’Nun en büyük avantajlarından biri olacak bu sene.
2 - ) Geçen seneki kadrosunu büyük ölçüde koruyan Manu ,
kadro istikrarı olarakta diğer kulüplerin bir adım önünde sezona başlıyor.
Chelsea ve City’de değişen menejerler , Arsenal ve Liverpool’da uzun yıllarır
devam eden başarızılığa son vermek için yapılması planlanan birkaç transfer,
kadrosunu koruyan Manu’nun oturmuş kadrosunun yanında az da olsa bir
dezavantaja sahip olabilir. Manu’da ise futbolu bırakan Scholes dışında
herhangi bir oyuncu sirkülasyonu yok , şampiyon kadro aynen korundu.
3 - ) Geçtiğimiz
sezon yaz kampının bir bölümünü kaçıran ve bu yüzden de performansı eskiyi
aratan Vidic , bu sefer kampı kaçırmadı ve Premier Ligin en iyi stoperi
olduğunu herkese tekrar hatırlatmak isteyecektir. Ferguson’un zamanında çok
güvendiği ve sık sık övdüğü Phil Jones’ta özellikle sezonun 2. yarısında
gösterdiği performansla kumaşının kaliteli olduğunu fazlasıyla kanıtladı. Hem
Vidic , hem de Jones çok güçlüler ve özellikle hava toplarında çok etkililer.
Birbirini çok iyi tamamlayan ve deyim yerindeyse ‘’taş’’ gibi olan bu iki
stoper sayesinde Manu savunması son
yıllarda hiç olmadığ kadar güvenli ellerde. Bu 2 canavarın duran toplarda skora
yapacağı ektra katkı da pastanın çileği olacaktır. Phil Jones’un stoperde
Ferdinand’ın yerini alması ve dinç bir Vidic ,Manu için bu sezon kilit bir rol
oynayacaktır.
4 - ) Elinde Rvp ve
Chicarito gibi bana göre Premier ligin en iyi 2 bitiricisi olan Manu , golün
hertürlüsünü atabilecek potansiyele fazlasıyla sahip. Kagawa’nın ara pasları ve
çalımları , Rvp’nin bitiriciliği , Nani’nin bireysel yeteneği yetmezmiş gibi
bir de her maç nerdeyse 7-8 etkili
bindirme yapabilen beklere sahip olması Manu’nun hücumda durdurulması zor bir
takım haline getiriyor. Ligin en iyi orta yapan oyuncusu Valencia ve oyuna
sonradan girip her an gol atabilecek potansiyele sahip Chicarito’da cabası.. Yani
yeni sezonda Manu’nun herhangi bir maçı gol atamadan tamamlası , oyunun
tıkanması gibi senaryolar kağıt üzerinde pek gerçekçi durmuyor. Geçtiğimiz
sezon olduğu gibi bu sezonda Manu’nun hücum hattı en büyük silahlarından biri
olacaktır.
EKSİLERİ ;
1 - ) Fergie Time..
Ferguson’un emekliye ayrılmasının ardından belki de Manu’nun en büyük kaybı bu
olacaktır. Fergie Time ; yani Ferguson’un takımı mağlupken gol atana kadar
maçın oynanması , skorbordun gerekirse 90 + 7 yi bile görmesi yeni sezonda
Moyes’le beraber tarihe karışacak. Hatta İngiltere’de ‘’Top 10 Fergie Time’’
adında bir liste bile hazırlandı. Ferguson’un hakemler üstünde kurduğu baskı , Manu’nun
oyununun bir parçası olmuştu ancak yeni sezonda bu avatajdan yoksun olacak
Manu.
2 - ) David Moyes ne
kadar başarılı bir menejer olursa olsun , Ferguson sonrası Manu’da özellikle
ilk zamanlarda bir buhran olmaması zor gibi görünüyor. 30 yılı yakın süredir
almadık kupa bırakmayan , kulüpte herkesin inanılmaz saygı gösterdiği Ferguson
sonrası olası bir otorite kaybı Manu için sıkıntı yaratabilir. Moyes her ne
kadar disiplinli bir menejer olsa da , hala bir Ferguson değil . David
Beckham’ın suratına krampon fırlatan bir adamın yarattığı otoritenin aynısını
sağlamak , çok kolay olmasa gerek.
3 - ) Anderson ,
Carrick , Giggs , Fletcher ve Cleverley…
Manu orta sahasının göbeğini oluşturacak bu futbolculardan kaç tanesi dünya
çapında futbolcu orası tartışılır. Bir türlü anlam veremediğim bir şekilde
ısrarla o bölgeye transfer yapmayan Manu , ne çektiyse o bölgeden çekti ama
hala akıllanmadı. Oyunu yönlendirecek , oyuna hükmedecek ve oyunu 2 yönlü
oynayacak bir orta saha eksikliği Manu’Nun şu anda en büyük eksikliği. Roma’dan
ayrılma vakti gelen De Rossi , Juve’de mutsuz olan Marchisio ve Moyes’in eski öğrencisi Fellaini o bölge için
Manu’nun tam da işini görecek cinsten oyuncular. Bu oyunculardan biri veya ona
denk bir isim alınmadığı takdirde , Manu bu sezon orta sahada sıkıntı
yaşayabilir.
4 - ) Bir takımın atanıyla tutanı iyiyse başarı gelir diye
bir laf vardır futbolda. Manu’nun atanı kısmında hiçbir sıkıntı yok ancak tutan
konusunda bazı şüpheler yok değil açıkçası. De Gea yetenekli bir kaleci olsa da
zaman zaman topları sektirmesi , yan toplarda kötü olması ve en önemlisi çabuk
demoralize olan yapısıyla bu sene Manu adına soru işaretlerinden bir tanesi.
Yeteneğinie diyecek bir lafım yok ancak mental olarak hala elit bir kalecinin
çok uzağında bulunuyor..
GELENLER ;
1 - ) Guillermo Varela
; Uruguay’In Monteviedo takımından 1.750 Milyon Euro karşılığında kadroya
katıldı. 20 yaşındaki Urugaylı sağ bek pozisyonunda oynuyor ve
ülkemizde düzenlenen U-20 Şampiyonasında da ülkesi adına iyi bir turnuva
çıkardı. Yetenekli bir oyuncu olsa da takıma direk katkı vermesi için henüz
erken , daha çok ileriye dönük bir transfer hamlesi olarak düşünmek lazım
Varela’yı.
GİDENLER ;
1 1 -
) Paul Scholes ; Artık 40 yaşına merdiven
dayayan Scholes futbolu bırakınca bu sene – en azından kağıt üstünde – Manu’Nun
kadrosunda giden ilk futbolcu oldu. Ancak Manu’nun onu aramayacağı kesin , son
senesinde yaşının da etkisiyle takıma fazla katkı verdiği söylenemez.
İşin taktik ve teknik kısmını geçip işin
bahis kısmında geldiğimizde ise , Manu’nun bir defansif orta saha transferi yapmaması
durumunda , özellikle deplasmandaki maçlarında ‘’ Gol Var ‘’ ve gole yönelik
diğer bahislerin uzun vadede kazanç sağlayabileceği görüşündeyim. Vidiç – Jones ikilisi işin gol yeme kısmını
zorlaştırsa da orta sahada oyunu hükmeden ve topu yöneten oyuncu eksikliği
zaman zaman deplasmanlarda baskı yemelerine sebep olabilir. Old Trafford’da ise
Moyes’in hücumu seven yapısı ve etkili
hücum hatları sayesinde ‘’ handikap 1 ‘’ bahisi özellikle orta sıra takımlarına
karşı fazlasıyla iş görecektir, hatta abartıp iş şova döndüğünde beklenilenden
fazla ‘’ 7 + ‘’ bahsi görmemiz mümkün Manu’dan. Bu sezon en az 3-4 maçının 7
gole varabileceğini düşünüyorum Manu’nun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder