16 Temmuz 2013 Salı

2013 / 14 MANCHESTER UNİTED



Geride bıraktığımız sezonu rahat bir şekilde şampiyonlukla kapatan Sir Alex Ferguson’un Manu’su , sezon sonuna doğru gelen Ferguson’un emekliye ayrılma kararıyla sarsıldı. Yaklaşık 30 yıldır takımın başında olan efsane menejerin yerine  Everton’un menejeri David Moyes getirildi. Everton’un başında oynattığı hücum futboluyla dikkatleri üstüne çeken Moyes başarılı bulduğum bir menejer olsa da , Sir’un ardından Manu’nun başına geçmek bir nevi ateşten gömleği giymeye benziyor.

Sezona Robin Van Persei hamlesiyle olduça iddaalı girmişti aslında Manu.. Zaten kaliteli olan hücum hatları Rvp’nin de katılımıyla ayrı bir boyuta geçmişti..  Nani-Valencia-Welbeck-Rooney-Chicarito- Ashley Young – Kagawa gibi muhteşem hücumculara sahip olmasının yanında , sıkışık fikstürlerde nerdeyse hiçbir maça aynı kadroyla çıkmayan Manu , geniş kadrosunun meyvesini fazlasıyla yedi geçtiğimiz sene. Ancak Keane-Scholes ikilisinin ardından bir daha hiçbir zaman yeterli seviyede olmayan Manu orta sahasının göbeği bu sezonda Cleverley’in çıkışına rağmen  sınıfı geçemedi bana kalırsa. Savunmada artık yaşlanan Ferdinand ve sezonu sakatlıklarla boğuşarak geçiren Vidiç de eski günleri aratır durumdaydı. Bekler de fazlasıyla ofansı düşünen ve yapabilen oyuncular olunca savunması sıkıntılı bu kadro muhteşem bir ofans takımına dönüştü ve bizlere bol gollü , tempolu ve pozisyonlu maçlar izlettiler.

Takımın yeni menejerinin de ofansı seven yapısı düşünülünce Manu’nun sisteminde büyük değişiklikler olacağını sanmıyorum . Hatta taktik bile değişmeyecektir , çünkü Moyes’te Evertondayken 4-2-3-1 oynatıyordu , tıpkı Ferguson gibi.

ARTILARI ;
1 - ) Özellikle Noel zamanlarında yaklaşık 10 günlük bir periyotta 3-4 maç yapıldığı dönemlerde Premier Ligde geniş kadrolu takımlar her zaman büyük avantaj sağlamıştır. Bu konuda da şu anda Manu’dan daha avantajlı bir takım olduğunu düşünmüyorum , özellikle hücum hatları fazlasıyla geniş. Kulübün bu sene 4 kulvarda da başarı parolasıyla yola çıktığı düşünülünce geniş kadrosu Manu’Nun en büyük avantajlarından biri olacak bu sene.
2 - ) Geçen seneki kadrosunu büyük ölçüde koruyan Manu , kadro istikrarı olarakta diğer kulüplerin bir adım önünde sezona başlıyor. Chelsea ve City’de değişen menejerler , Arsenal ve Liverpool’da uzun yıllarır devam eden başarızılığa son vermek için yapılması planlanan birkaç transfer, kadrosunu koruyan Manu’nun oturmuş kadrosunun yanında az da olsa bir dezavantaja sahip olabilir. Manu’da ise futbolu bırakan Scholes dışında herhangi bir oyuncu sirkülasyonu yok , şampiyon kadro aynen korundu.
3 - )  Geçtiğimiz sezon yaz kampının bir bölümünü kaçıran ve bu yüzden de performansı eskiyi aratan Vidic , bu sefer kampı kaçırmadı ve Premier Ligin en iyi stoperi olduğunu herkese tekrar hatırlatmak isteyecektir. Ferguson’un zamanında çok güvendiği ve sık sık övdüğü Phil Jones’ta özellikle sezonun 2. yarısında gösterdiği performansla kumaşının kaliteli olduğunu fazlasıyla kanıtladı. Hem Vidic , hem de Jones çok güçlüler ve özellikle hava toplarında çok etkililer. Birbirini çok iyi tamamlayan ve deyim yerindeyse ‘’taş’’ gibi olan bu iki stoper  sayesinde Manu savunması son yıllarda hiç olmadığ kadar güvenli ellerde. Bu 2 canavarın duran toplarda skora yapacağı ektra katkı da pastanın çileği olacaktır. Phil Jones’un stoperde Ferdinand’ın yerini alması ve dinç bir Vidic ,Manu için bu sezon kilit bir rol oynayacaktır.

4 - )  Elinde Rvp ve Chicarito gibi bana göre Premier ligin en iyi 2 bitiricisi olan Manu , golün hertürlüsünü atabilecek potansiyele fazlasıyla sahip. Kagawa’nın ara pasları ve çalımları , Rvp’nin bitiriciliği , Nani’nin bireysel yeteneği yetmezmiş gibi bir de her maç nerdeyse 7-8  etkili bindirme yapabilen beklere sahip olması Manu’nun hücumda durdurulması zor bir takım haline getiriyor. Ligin en iyi orta yapan oyuncusu Valencia ve oyuna sonradan girip her an gol atabilecek potansiyele sahip Chicarito’da cabası.. Yani yeni sezonda Manu’nun herhangi bir maçı gol atamadan tamamlası , oyunun tıkanması gibi senaryolar kağıt üzerinde pek gerçekçi durmuyor. Geçtiğimiz sezon olduğu gibi bu sezonda Manu’nun hücum hattı en büyük silahlarından biri olacaktır.

EKSİLERİ ;
1 - )  Fergie Time.. Ferguson’un emekliye ayrılmasının ardından belki de Manu’nun en büyük kaybı bu olacaktır. Fergie Time ; yani Ferguson’un takımı mağlupken gol atana kadar maçın oynanması , skorbordun gerekirse 90 + 7 yi bile görmesi yeni sezonda Moyes’le beraber tarihe karışacak. Hatta İngiltere’de ‘’Top 10 Fergie Time’’ adında bir liste bile hazırlandı. Ferguson’un hakemler üstünde kurduğu baskı , Manu’nun oyununun bir parçası olmuştu ancak yeni sezonda bu avatajdan yoksun olacak Manu.

2 - )  David Moyes ne kadar başarılı bir menejer olursa olsun , Ferguson sonrası Manu’da özellikle ilk zamanlarda bir buhran olmaması zor gibi görünüyor. 30 yılı yakın süredir almadık kupa bırakmayan , kulüpte herkesin inanılmaz saygı gösterdiği Ferguson sonrası olası bir otorite kaybı Manu için sıkıntı yaratabilir. Moyes her ne kadar disiplinli bir menejer olsa da , hala bir Ferguson değil . David Beckham’ın suratına krampon fırlatan bir adamın yarattığı otoritenin aynısını sağlamak , çok kolay olmasa gerek.

3 - )  Anderson , Carrick , Giggs ,  Fletcher ve Cleverley… Manu orta sahasının göbeğini oluşturacak bu futbolculardan kaç tanesi dünya çapında futbolcu orası tartışılır. Bir türlü anlam veremediğim bir şekilde ısrarla o bölgeye transfer yapmayan Manu , ne çektiyse o bölgeden çekti ama hala akıllanmadı. Oyunu yönlendirecek , oyuna hükmedecek ve oyunu 2 yönlü oynayacak bir orta saha eksikliği Manu’Nun şu anda en büyük eksikliği. Roma’dan ayrılma vakti gelen De Rossi , Juve’de mutsuz olan Marchisio ve  Moyes’in eski öğrencisi Fellaini o bölge için Manu’nun tam da işini görecek cinsten oyuncular. Bu oyunculardan biri veya ona denk bir isim alınmadığı takdirde , Manu bu sezon orta sahada sıkıntı yaşayabilir.

4 - ) Bir takımın atanıyla tutanı iyiyse başarı gelir diye bir laf vardır futbolda. Manu’nun atanı kısmında hiçbir sıkıntı yok ancak tutan konusunda bazı şüpheler yok değil açıkçası. De Gea yetenekli bir kaleci olsa da zaman zaman topları sektirmesi , yan toplarda kötü olması ve en önemlisi çabuk demoralize olan yapısıyla bu sene Manu adına soru işaretlerinden bir tanesi. Yeteneğinie diyecek bir lafım yok ancak mental olarak hala elit bir kalecinin çok uzağında bulunuyor..

GELENLER ;
1 - ) Guillermo Varela  ; Uruguay’In Monteviedo takımından 1.750 Milyon Euro karşılığında kadroya katıldı.  20 yaşındaki  Urugaylı sağ bek pozisyonunda oynuyor ve ülkemizde düzenlenen U-20 Şampiyonasında da ülkesi adına iyi bir turnuva çıkardı. Yetenekli bir oyuncu olsa da takıma direk katkı vermesi için henüz erken , daha çok ileriye dönük bir transfer hamlesi olarak düşünmek lazım Varela’yı.

GİDENLER ; 
   1 -   ) Paul Scholes ; Artık 40 yaşına merdiven dayayan Scholes futbolu bırakınca bu sene – en azından kağıt üstünde – Manu’Nun kadrosunda giden ilk futbolcu oldu. Ancak Manu’nun onu aramayacağı kesin , son senesinde yaşının da etkisiyle takıma fazla katkı verdiği söylenemez.


İşin taktik ve teknik kısmını geçip işin bahis kısmında geldiğimizde ise , Manu’nun bir defansif orta saha transferi yapmaması durumunda , özellikle deplasmandaki maçlarında ‘’ Gol Var ‘’ ve gole yönelik diğer bahislerin uzun vadede kazanç sağlayabileceği görüşündeyim.  Vidiç – Jones ikilisi işin gol yeme kısmını zorlaştırsa da orta sahada oyunu hükmeden ve topu yöneten oyuncu eksikliği zaman zaman deplasmanlarda baskı yemelerine sebep olabilir. Old Trafford’da ise Moyes’in  hücumu seven yapısı ve etkili hücum hatları sayesinde ‘’ handikap 1 ‘’ bahisi özellikle orta sıra takımlarına karşı fazlasıyla iş görecektir, hatta abartıp iş şova döndüğünde beklenilenden fazla ‘’ 7 + ‘’ bahsi görmemiz mümkün Manu’dan. Bu sezon en az 3-4 maçının 7 gole varabileceğini düşünüyorum Manu’nun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder